Esada ölüm, yaşasın Apo!
Muharrem Bayraktar
Apo ile cümle devlet erkânı yağ bal oldu. Yakında Aponun zatı âlilerine bebek katili denilmesi kanunen yasaklanabilir. Eskiden ona sayın diye hitap edenler yargılanıyordu, şimdi sayın diye hitap etmeyenler hapsi boylayabilir.
AKPnin büyük değişim ve açılımı bütün hızıyla devam ediyor.
Apo kim?
Yasadaşı bir örgütün lideri.
Kim var karşısında?
Devlet.
Devlet ve örgüt aynı masada! Ne garip. Silivride yatan bir çok kişi de örgütle devlet adına irtibat kurduğu için yatıyor.
TBMMnin milletin iradesini temsil ettiği şeklinde anayasal tanımlamaların da artık modası geçti. İmralı görüşmelerinden sonra anlıyoruz ki, PKK elindeki bazı esirleri serbest bırakacak, buna karşılık devlet de cezaevindeki bazı PKKlıları serbest bırakmak için yasal düzenleme yapacak.
Örgüt emir buyurdu, kanun çıkacak!
Milletin iradesi şimdi oldu örgütün iradesi.
Son bir aydan beri yaşadığımız olaylar bir tane değil 100 tane Ergenekon olacak kadar derin, yasadışı, hukuk dışı, anayasa dışı olaylar.
Türk yargısı akıl tutulması mı yaşıyor ne?
Devletin bürokratları, bakanları, vekilleri, devletin yasadışı bir örgütle yaptığı anlaşmanın ne kadar faziletli ve güzel olduğunu anlatmaya çalışıyorlar.
Devletin başbakanı APO ile kimlerin görüşmeyeceğini, kimlerin görüşebileceğini birinci ağızdan açıklama görevini üzerine alacak kadar bu süreçte sevdalı.
Suriyede Esad kan döküyor diye kahrolsun Esad, kalleş Esad, cani Esad diye haykırıyorlar, Türkiyede kan döken APO ile davulla zurnayla masaya oturuyorlar.
Devletini savunan Esad katil, onun eli bile sıkılmaz; Türk devletini yıkmaya çalışan APO, mübarek ve muazzez.
Hoş geldin katil APO!
Defol cani Esad!
Esada gece gündüz sövenler, dilsiz şeytan diye hakaret edenler, APOnun önünde diz çöktüler, bu asrın katilinin iki dudağı arasından çıkacak barış kelimesinin tılsımın bekliyorlar.
Daha çok beklerler!
Bu mantık, Afrikanın aşiret devletlerinde bile yok.
Türkiyenin yönetimini, devlet ciddiyetini bu seviyeye indirdiler.
Sıfır seviye.